İSTANBUL ( Star Haber ) - 2017 yılında bu liste yapıldığında İngiltere’nin sağlık sistemi ilk sırada yer alıyordu. İngiltere, listede şu anda 4. sıraya düştü.
ABD sağlık sistemi ise ilk defa 2004 yılında 11 ülkeyi kapsayan liste yapıldığından bu yana sürekli son sırada geliyor.
“Mirror Mirror” adıyla geçen hafta yayımlanan rapor, Avustralya, Kanada, Fransa, Almanya, Yeni Zelanda, Hollanda, İsveç, İsviçre, Norveç, İngiltere ve ABD’deki sağlık sistemlerini karşılaştırmalı olarak inceledi.
ABD’de sağlık sisteminin geliştirilmesi için kurulan Commonwealth Vakfı tarafından yapılan araştırma, refah düzeyi yüksek 11 ülkeyi sağlık sistemine ulaşım, tedavi süreci, idari verimlilik, eşitlik ve sağlık bakımı sonuçları da içinde olmak üzere 5 ayrı kategoride mercek altına aldı.
Her kategori, sağlık hizmetlerinin birden fazla unsurunu kapsar şekilde belirlendi. Örneğin, bakıma erişim puanı, hem bakımın satın alınabilirliğini hem de onu almak için geçen süreyi kapsayacak şekilde hesaplandı.
Norveç ve İsviçre'de hastaların kendi ceplerinden yapılan harcamaların üst sınırına ve Almanya'nın 2013'te doktor randevu ücretlerini kaldırma kararına dikkat çekilen raporda, genel olarak en iyi performans gösteren ülkelerin hastalara sağlık hizmeti maliyetlerini düşüren ülkeler olduğu vurgulandı.
İdari verimlilik açısından, sağlık hizmetini İngiltere’de olduğu gibi ücretsiz hale getirerek veya İsviçre'de olduğu gibi sağlık sigortasının maliyetini basitleştirerek ve sınırlayarak sağlık hizmetini daha ekonomik hale getiren ülkelerin bu alanda en yüksek puanları aldığı görüldü.
Öte yandan listenin ilk sıralarında yer alan Norveç ve Hollanda ise sağlık sistemine ulaşım hızında gösterdikleri performansla büyük takdir kazandı.
Raporda, hastaların nasıl ve hangi sürede sağlık sisteminden faydalanacağını açıkça ortaya koyan Norveç’teki Hasta Hakları Yasası övgü aldı.
Etkin sağlık hizmeti politikasına örnek olarak genel pratisyenlerin tıbbi lisanslarını korumak için her yıl en az 50 saat mesai sonrası tedavilere katkı sağlamaları için Hollanda’daki uygulama örnek gösterildi.
İngiltere’deki sağlık sisteminin ücretleri en uygun olarak öne çıkması ve ulusal sağlık sigortasının hastalara çoğunlukla ücretsiz olan evrensel bakım sağlaması takdirle karşılanırken, tedavi için bekleme sürelerinin fazla uzun olması bu ülkenin sıralamadaki puanının düşmesinde önemli etken olarak görüldü.
Zengin ve fakir arasındaki sağlık hizmetlerine erişimdeki uçurumun İngiltere’de arttığı tespitinde bulunulan raporda, hala yüksek puan almasına rağmen, İngiltere'nin geçmişteki birinciliğinden dördüncü sıraya düşmesinde bu faktörlerin önemli rol oynadığı ifade edildi.
Raporda, ABD, İngiltere ve İsveç sağlık sistemleri bakım süreçlerindeki performansla üst sıralarda yer alırken, özellikle meme kanserine karşı ön testler ve mevsimsel grip aşıları gibi önleyici bakım önlemleri açısından bu ülkeler yüksek puan aldı.
Bununla birlikte, bu kategorinin dışında ABD hep son sıralarda yer aldı.
ABD sağlık sisteminin genel sonuçları, diğer on ülkenin çok fazla gerisinde kalması üzerine raporu kaleme alan uzmanlar, ülkelerin ortalama performansını hesaplama şeklini değiştirmek zorunda kaldı.
Raporun metodolojisine göre, ABD’deki sağlık sistemiyle ilgili veriler "ortalama performansı olumsuz yönde çarpıtacak kadar aykırı değerde" ortaya çıktı.
Başka bir deyişle, Amerikan sağlık sistemi raporun analizinde olumsuz açıdan o kadar benzersiz bir performans gösterince, haksız yere diğer ülkelerin de seviyesini alta çekti.
Raporu kaleme alanlara göre, ABD’de sigortaya dayalı sağlık sistemindeki kötü sonuçlar en önemli endişe kaynağı olarak ortaya çıktı.
ABD’nin gayri safi yurt içi milli hasılaya oranla sağlık hizmetlerine en çok harcama yapan ülke olduğu hatırlatılan raporda, değerlendirmeye alınan 11 ülke arasında ABD’nin en yüksek anne ölüm oranlarına ve önlenebilir ölümlere sahip ülke olduğu uyarısı yapıldı.
Raporda, ABD’de yaşam süresinin düşmesi ve insanların giderek daha çok hasta olması sağlık sisteminin kötü olduğunu gösteren kriterler arasında gösterildi.
Rapor, en iyi performans gösteren ülkelerin evrensel sağlık sigortası sağladığını ve sağlık hizmetlerine yönelik maliyet engellerini ortadan kaldırdığını ortaya koydu.
Başarılı ülkeler ayrıca aile doktorları gibi toplum temelli birinci basamak sağlık hizmetlerine daha fazla yatırım yaparken, hem hastalara hem de sağlık personeline yüklenen karmaşık finansman sistemlerinin idari yükünü azaltma yoluna gitti.
Son olarak, en iyi performans gösteren ülkelerin çocuk bakımı, ulaşım, toplum güvenliği, daha iyi barınma ve iyileştirilmiş işçi yardımları gibi sosyal hizmetlere yatırım yaptığı saptamasında bulunulan raporda, bu faktörlerin daha sağlıklı bir nüfusa ve sağlık hizmetlerinde daha az önlenebilir taleplere yol açtığı yorumu yapıldı.
Raporun sonunda Covid-19 salgınının hiçbir ulusun mükemmel sağlık sistemine sahip olmadığı gerçeğini ortaya koyduğu değerlendirmesi yapılarak, şu ifadeler yer verildi:
“Dünyanın başka yerlerinde neyin işe yaradığını ve neyin yaramadığını öğrenerek, tüm ülkeler, kendilerini tüm insanları için en iyi sağlık hizmetini sağlayan bir sağlık sistemi idealine yaklaştırabilecek yeni politika ve uygulamaları ulusun karşılayabileceği bir bedel karşılığında deneme fırsatına sahipler.”