Şanlıurfa’da Bir Mahalle Susuzluğa Mahkum! Vatandaş İsyanda...

Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesine bağlı Kısas mahallesi resmen susuzluğa mahkum edilmiş. Atatürk Barajı gibi dünyanın en büyük barajlarından birine sahip Şanlıurfa Haliliye ilçesi Kısas mahallesi sakinleri 55 dereceye bulan hava sıcaklığında susuzlukla mücadele ediyor…

Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesine bağlı Kısas mahallesi resmen susuzluğa mahkum edilmiş. Atatürk Barajı gibi dünyanın en büyük barajlarından birine sahip Şanlıurfa Haliliye ilçesi Kısas mahallesi sakinleri 55 dereceye bulan hava sıcaklığında susuzlukla mücadele ediyor…

Peygamberler Şehri diye anılan Hz. İbrahim’in doğup büyüdüğü, peygamberliğini ilanı sonrasında ateşe atıldığı ve ateşin suya dönüştüğü; Allah’ın hitabına mazhar olan Şanlıurfa Kısas Mahallesi sakinleri ilkel bir hayat yaşam mücadelesi veriyor…

Genel anlamda bakıldığında mahallenin en önemli üç sorunu YOL - SU - ELEKTRİK insanoğlunun yaşaması için olmazsa olmazı unsurlar bu mahallede esamesi bile anılmıyor...

Kısas mahallesi sakinleri bu pandemi de, bu salgında ve 55 dereceye bulan hava sıcaklığında hayati önem taşıyan suyu ilkel yöntemlerle ulaşmaya çalışıyor. Binbir zorlukla ulaşmaya çalıştıkları suya zaman zaman elektrik kesintileri ile hayalleri yıkılıyor…

Susuzluğa isyan eden kısas mahalle sakinleri, dinamo ile suyu elde etmeye çalıştıklarını ifade ederken mahalle halkı, suyun bulunmadığı zamanlarda ne banyo yaptıklarını ve ne de temizlik yapabileceklerini söylüyor. Yıllardır köyde yaşayan ve emekli bir kamu görevlisi olan Kemal Atalar çarpıcı açıklamalarda bulundu.” Kısas ancak Kerbela ile kıyaslanabilir” diye söze başlayan Atalar: “Su hayattır ve Kısas’da hayat bitmiştir!” dedi. Kemal Atalar sözlerine şöyle devam etti:

 

 “Kısas’ta içme suyu, ulaşım, yol sorunu ve elektrik kesintileri başlı başına sorun, Şanlıurfa’ya tahmini 13 km mesafede yer alan mahallemiz, yazın 15 bin, kışın 10 bin civarında nüfus yaşamaktadır. Özellikle yaz sezonundaki yaşamın olmazsa olmazı olan içme suyu burada yaşayan insanlar için büyük bir dert. Biz Kısaslılar olarak içme suyumuzu halen 1980 öncesinde Köylere Hizmet Projesi kapsamında YSE (Yol Su Elektrik) tarafından yapılan ayaklı su deposundan temin etmeye zorlanan ve kaderine terk edilen bir halkız. Bu kuyu dinamolar aracılığı ile yüksekteki depoya kuyulardan çekilen yeraltı suyunu basacak ve orada hiçbir dezenfekte, dinlendirme ve arıtma yapılmadan olduğu gibi tüm pislikleri ile yerleşim alanına akıtılmaktadır. Bu da doğal olarak elektrikle mümkün oluyor ve şayet elektrikler kesilmezse (ki çoğu zaman kesiliyor) mahalle sakinleri dinamolar aracılığı ile bu suyu alabilmek için ya gece yarısı ya da sabahın saat 5’inde ayakta olmak zorundalar.

Su Hayattır ve Kısas’ta Hayat Yoktur!

Kısas halkı adeta 1450 yıl önceki Kerbela’ya dönüşüyor. Bilindiği gibi Kerbela’da Peygamberimizin İmam Hüseyin, ailesi ve yarenleri susuz bir şekilde şehit edildiler. Kısas halkı 21. Yüzyılda susuzluğa mahkum edilirken bazen “acaba sırf Alevi olduğumuz için mi ihmal ediliyoruz” diye de düşünmüyor değiliz. 

Mültecilere sağlanan imkanların 10’da birini bize sağlasınlar ve sorunlarımıza el atsınlar. İnanın kendimizi Suriyeli, Afganlı vs mültecilerden daha geride ve daha öteki imiş gibi hissediyoruz” dedi...