Sağlıkta 2. Skandal Otizmli Çocuklar Olmasın
Yeni doğan çetesiyle ortaya çıkan sağlık skandalı, sağlık sisteminin her yönüyle titizlikle denetlenmesi gerektiğini net bir şekilde ortaya koydu.
Yeni doğan çetesiyle ortaya çıkan sağlık skandalı, sağlık sisteminin her yönüyle titizlikle denetlenmesi gerektiğini net bir şekilde ortaya koydu. Gerek devlet hastaneleri gerekse özel hastanelerde, doktorların yazdığı ilaçlardan, istedikleri tetkiklere kadar tüm süreçler ayrıntılı şekilde denetlenmelidir. Vatandaşların yaptığı şikayetler ise ne yazık ki çoğu zaman göz ardı ediliyor. Her sektörde olduğu gibi, sağlık sektöründe de çavuş-ahbap ilişkileri ve meslektaşların birbirini koruma eğilimi mevcut. Bu tür korumacı yaklaşımlar denetimi daha da zorlaştırıyor ve sağlık sistemindeki sorunları derinleştiriyor...
Özellikle son dönemde patlak veren yeni doğan skandalı, Türk Tabipleri Birliği’nin yetkilerinin arttırılması ve güçlendirilmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak sadece bebeklerin değil, tüm sağlık hizmetlerinin kapsamlı bir denetime tabi tutulması gerektiği ortada. Doktorların reçete ettikleri ilaçlardan, hastalara konulan teşhislere kadar tüm adımlar izlenmeli ve kontrol edilmelidir...
Özellikle otizmli çocuklar konusunda yaşanabilecek ikinci bir skandalın ayak sesleri duyulur gibi. Çocuk psikiyatristlerinin bazıları, yeterli tetkik ve araştırma yapmadan, yalnızca aileden aldığı birkaç bilgi ve birkaç dakikalık gözlemlerle otizmli çocuklara sıkça Abilify ve Risperdal gibi güçlü ilaçlar reçete ediyor. Bu ilaçlar, bazı durumlarda yeterince etkili olmadığında, doktorlar bu iki ilacı karıştırarak tekrar reçete ediyor. Bu yaklaşım, otizmli çocukların adeta deneme tahtası gibi kullanıldığı izlenimini uyandırıyor. Sağlık sisteminde denetim eksikliği, bu çocuklar için de büyük bir tehlike arz ediyor...
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap’ın dediği gibi, sağlık sektörünün hangi yönüne dokunsanız elinizde kalacak bir sorunla karşılaşıyorsunuz. Bu durum yalnızca sağlık sektöründe değil, eğitim alanında da kendini gösteriyor. Sağlık ve eğitim sistemlerinin bir arada çalıştığı en hassas gruplardan biri otizmli çocuklar. Ancak, ne çocuk psikiyatristleri ne de özel eğitim öğretmenleri bu çocuklarla yeterince ilgileniyor. Fiziksel denetimlerin yanı sıra, doktorların koyduğu teşhisler ve yazdığı ilaçlar da titizlikle denetlenmelidir...
Otizmli çocuklar konusundaki skandalların ortaya çıkması an meselesi. Bu çocuklara verilen ilaçlar, uygulanan özel eğitim programları, devlet okullarındaki özel eğitim sınıfları ve özel rehabilitasyon merkezlerinin hepsi kapsamlı bir denetime tabi tutulmalıdır. Otizmli çocukların ailelerinin ifadeleri dikkate alınmalı ve onların yaşadığı mağduriyetler göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle, kendini ifade edemeyen özel eğitim çocuklarının eğitim aldığı sınıflara ve rehabilitasyon merkezlerine kamera sistemleri yerleştirilmeli, bu kameraların geriye dönük en az 30 günlük kayıt yapabilme kapasitesine sahip olması sağlanmalıdır. Bu sayede, çocukların güvenliği daha iyi sağlanabilir ve olası suistimallerin önüne geçilebilir...
Ayrıca, alkol bağımlılığı gibi ciddi geçmişi olan kişilerin özel eğitim öğretmeni olarak görev yapmaları engellenmelidir. Bu tür bağımlılıklar, kişilerin öfke kontrolü sorunlarına yol açabilir ve bu durum çocuklar için tehlike arz eder. Ülkemizde bazı suçluların cezalandırılmak yerine terfi ettirildiği bir sistemin olduğunu görmek, kamuoyunda büyük bir rahatsızlık yaratmaktadır. Ancak, görevini layıkıyla yapan çocuk psikiyatristleri ve özel eğitim öğretmenleri de tabiki vardır. Onları tenzih etmekle birlikte, maalesef bu kişiler azınlıkta kaldıkları için onlara rastlamak neredeyse piyango kazanmaya benzemektedir...
Tüm sağlık sistemi topyekûn bir yeniden yapılanmaya ve denetime ihtiyaç duymaktadır. Sağlık Bakanı’nın açıkladığı “revizyon” planları yetersiz kalacaktır. Sistem baştan sona yeniden yapılandırılmalı, köklü değişiklikler yapılmalıdır. Özellikle doktorlar gibi denetlenmesi zor meslek gruplarında, daha sıkı ve şeffaf denetimler yapılmalıdır. Yeni doğan skandalının ardından, otizmli çocuklar cephesinde de bir skandal patlak vermesi çok daha üzücü bir hal alacaktır. Hem Sağlık Bakanlığı hem de Milli Eğitim Bakanlığı, bu konuda acilen harekete geçmeli ve gerekli denetimleri başlatmalıdır...
Ali ERTURAN
gazetecialierturan@gmail.com