Otizm, Hızla Dalga Dalga Yayılmaya Devam Ediyor...

Oranlarını tam bilmiyorum ama otizimin hızla yükselişi pek hayra alamet değil. Konumuz da otizmin kontrolsüz yükselişi, oranları değil...

Bizim çocukluk yıllarımız da sosyalleşme çocuklar için sokakta, aileler için de ev gezmesinde ev ziyaretlerinde olurdu. İnsanoğlunun hayatına internet girdikten sonra sosyal hayat bahçeden, odalardan ceplere girdi. Şimdilerde çocuklar belki evde ama çok daha kalabalık bir dünyada sosyalleşiyorlar. Adı üzerinde ‘sosyal’ medya; sosyal hayatı sokaktan, bahçeden alıp odalara, ceplere taşıdı. Dış dünyayla aramızdaki duvarları ve kapıları kaldırdı, saatlerle ifade edilen mesafeler sıfırlandığında hayatımızın ne kadar değiştiğini fark ettik...

İnternet ve sosyal medya yok iken, evlerde eşler arası sohbet, çocuklarla oyun oynama ve kaynaşma vardı. Kış aylarında sobada kestane közlenir, yaz aylarında mahalle veya köy bakkalından tabak için de alınan dondurma yenirdi...

İnternetin daha doğrusu dijital dünyanın ne kadar faydalı olduğunu bilmeyen biri değilim, kesinlikle destekleyen ve doğru kullanıldığı zaman bulunmaz bir velinimet olduğunu hep söyleyen biriyim. Ama şunu da kabul etmek gerekiyor ki, dijital dünya kısacası internet toplumumuzun üniter yapısını bozdu. Üniter yapının bozulmasının etkilerini çocuklarımız da görüyoruz...

Şunu hiç bir zaman unutmayın çocuk çocukla büyür, günlerce, haftalarca, aylarca, yıllarca anneden babadan başka kimseyi görmeyen ve tek başına büyüyen çocukta da otizm olması çok çok normal. Memleketin neredeyse %95’i anne ve babalar 7/24 telefonla yatıp telefonla kalkıyorlar. Kimi işini takip ediyor, kimi sosyal medya da hikaye peşinde, kimisi çapkınlık, kimisi de oyun vs safsatalık peşinde...

Bırakın çocukları, karının kocayla, kocanın karısıyla bağı kalmadı neredeyse, biri bir koltukta, diğeri öteki koltukta kafalar önde beğin internette kaybolmuş vaziyette. Aile bağları kopmakla kalmadı artık çocuklarımızı kaybetme noktasına geldik. Eskiden öylemiydik, değildik. Aile içi sohbet, çocuklarla sohbet, çocuklarımızın dersi ile ilgilenir bir taraftan da annemizin yuvarlak sinide yere açtığı sofra bezi üzerinde meyve yer çekirdek çitlerdik. Okulda arkadaşlarımızla diyaloklarımızı anlatır, bu gün kime kırmızı kurdela takıldı onu konuşurduk...

Çok değerli psikyatri hekimlerimiz ve psikologlarımız hep ne diyor, çocuklarımızı internetten, telefondan ve tabletten uzak tutalım, bence çocukları değil en azından akşamları evde anneyi, babayı internetten, telefondan, tabletten uzak tutalım...

Annenin babanın akşamları evde dijital dünyadan uzak durması, aile içi bağları güçlendirecek,çocuklarımızın ihtiyacı olan ilgi, alaka ve şefkati geri getirecektir...

Bu şekilde davranırsak, son 10-15 yıldır çok geniş bir yelpaze olan, dalga dalga yayılan otizmin belini bir nebze olsun kırmış oluruz. Çocuklarımızın çoğunda görülen otizmin büyümesinde bu faktörün çok önemli rolü olduğuna inanıyorum...

Toprağa bir tohum atıyorsunuz ve tohum toprağın üzerine çıkıp, fidan oluncaya kadar gözünüz gibi bakıyorsunuz değil mi. Fidan olduktan sonra, o bitkiyle ilgilenmeyin, su vermeyin, dibini çapalayıp, yaban otlarını temizlemeyin, sonuç ne olur, buruşuk solmuş bir fidan...

İşte bu da öyle birşey, tohumu attın taki çocuk dünyaya gelinceye kadar gözün gibi bakıyorsun, çocuk dünyaya geldi biraz serpilinceye kadar el bebek gül bebek. Sonrasında, siz anladınız daha fazla kafanızı şişirmeyelim...

Uzun lafın kısası internetten, telefondan, tabletten öncelikle çocuklarımızı değil anne ve babalarımızı uzak tutalım. Aile üyeleriyle şarkı söylemek, kitap okumak, spor yapmak gibi etkinlikler düzenleyelim. Çocuğu hobi edinmesi için teşvik edelim. Teknolojik cihazların kullanımı ödül olmasın...

Hayat çözülmesi gereken bir sorun değil, yaşanması gereken bir gerçektir. Gerçekleri kabullenmeden sorunları çözemeyiz... 14.11.2023

Sevgilerimle / Ali ERTURAN

gazetecialierturan@gmail.com