İhracat Patlaması Merkez Bankası ve Eximbank’ı rahatsız mı ediyor?

Son günlerde gerek medyada gerek ise sohbet ortamlarında üstüne basa basa anlattığım tek bir konu var; ihracat yapın, ihracat yapın, ihracat yapın.

Tarih Türk milletine altın tepside müthiş bir fırsat verdi.  Küresel anlamda özellikle pandemi dolayısıyla yaşanan sıkıntılar, lojistik ve hammadde tedariklerindeki problemler, Çin hükümetinin uyguladığı hatalı politikalarla Türkiye,  Çin’e alternatifolma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Özellikle döviz kurlarında yaşanan hızlı artışlar da ihracatlar üzerinde son derece olumlu bir destek unsuru oluşturmuşdurumunda.

Ekim ayındaki ihracat rakamları bu söylemlerin en büyük destekçisi. Ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre; İhracat, % 20,17 artarak 20 milyar 807 milyon dolar ile rekor kırdı. İthalat, % 12,97 artarak 22 milyar 270 milyon dolar, Dış ticaret hacmi, % 16,33 artarak 43 milyar 77 milyon dolar olarak gerçekleşti. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise ilk kez  % 93,4 olarak gerçekleşti  ve yeni bir rekor kırdı.

Bu ortamda özellikle imalatçı-ihracatçılar, istisnasız tüm sektörlerde büyük tutarlarda siparişlerle karşı karşıya kalmakta, en kısa termin süreleriyle bu siparişlerini karşılamak için büyük mücadeleler vermektedirler. Ancak nihayetinde bu imalatçıların hammadde tedariklerinin önemli bir kısmı da ithalata dayanıyor. Bu da termin sürelerinin uzaması, ihracat rakamlarının olumsuz etkilenmesine neden oluyor. Nitekim Eximbank 08.11.2021 tarihli yani bugün yayınladığı bültende bu tespitlerimizi doğrular mahiyette tespitlerde bulunuyor. Bültende yer alan açıklama şu şekilde:

Ekim’de manşet PMI 51,2 ile üst üste beşinci ay eşik değer 50,0’nin üzerinde gerçekleşmekle birlikte Eylül ayındaki 52,5 seviyesine göre düşüş gösterdi. Sektördeki yavaşlama belirtileri özellikle üretim ve yeni siparişlere ilişkin verilerde ön plana çıktı. Her iki gösterge de yılın son çeyreğinin başlangıcında hız kaybetti. Girdi temininde yaşanan zorluklar ve döviz kurlarındaki olumsuz dalgalanmalar aktiviteyi sınırladı ve üretim hacmi son 5 ayda ilk kez azaldı. Söz konusu gelişmeler yeni siparişlerin de ılımlı düzeyde olmakla birlikte yavaşlamasına yol açtı. Firmalar yeni siparişleri kısıtlayan etmenler arasında özellikle elektronik parça tedarikindeki yetersizliklere işaret etti. Diğer yandan, toplam yeni siparişlerdeki görünümün aksine yeni ihracat siparişlerinde artış güçlü şekilde devam etti.”

Şirketler tedarik süreçlerindeki sıkıntılarını minimize etmek için çıkar yol olarak tek yüklemelerde ve yüklü miktarlarda hammadde satın alma yolunu seçiyorlar. Bu durum firmalara büyük avantajlar sağlamakla beraber büyük bir finansal yükümlülükte getiriyor.  Bu da şirketleri döviz cinsinden uygun kredi arayışına sokuyor.

Nitekim bu avantajlı durumu fırsata çevirmek isteyen ihracatçıların başvuracağı kurumların başında Eximbank ve Merkez Bankası kredileri geliyor.

İşte dananın kuyruğu da tam bu noktada kopuyor.

İhracatçı firmalar Döviz kredisi için Eximbanka başvurduğunda adeta “bizden uzak durun, gidin başka yerlerden kendinizi finanse edin” durumuyla karşı karşıya kalıyorlar. Çünkü Eximbank’ın uyguladığı döviz kredisi faiz oranları neredeyse özel banka kredi faiz oranlarının iki katı kadar.

08.11.2021 tarihi itibariyle Eximbank’ın web sayfasında yayınlanan USD kredisi faiz oranlarından sadece birkaç kalemive özel bankalar kredi faiz oranları şu şekilde:

EXİMBANK                                   ÖZEL BANKALAR

Sevk Öncesi İhracat Kredisi (120 gün)      %3,93 (Libor+2,85+%1 Teminat)     %1,90 (Rotatif)

KOBİ İhracata Hazırlık Kredisi (360 Gün) %4,188 (Libor+3,10+%1 Teminat)   %3,43 (365Gün)

Bir de Merkez Bankası’nın ihracat yapan firmalara yönelik TL Reeskont kredisi mevcut. Uzun süre sonra nihayet KOBİ harici firmalara TL kredisi kullandırmaya başladıklarını açıkladılar. Bu güzel bir gelişme diye düşündük ve ayrıntıları incelemeye başladık.

Baz faiz oranı %16 . Teminat mektubu komisyonu ile % 17.  Aslında birçok banka % 16,5-18,5 bandında kredi kullandırabilmekte. (Ağırlıklı kamu bankaları). Ancak burada Merkez Bankasının bir şartı var. Eğer bu krediyi kullanırsan dövize çevirmeme taahhüdü imzalayacaksın. Ve hatta kullandığın kredi tutarının 3 katı döviz bozdurursan bu krediyi %12 oranından kullanabilirsin.

Özetlersek, ihracat destekçisi Eximbank ve Merkez bankası, “teminat mektubu verirsen, ihracat taahhüdünü yerine getirirsen, döviz bozdurursan, döviz almazsan, ödeme yapacağın kalemleri ben belirlersem sana özel bankalardan çok daha yüksek faiz oranlarıyla kredi veriririm” derken, özel bankalar “bilançon güzelse gel uygun oranlarda kredini kullan” diyorsa ve sizler hala “ihracatı ve ihracatçıyı destekliyoruz” diyorsanız bizleri üzersiniz.

Ben her daim “teorikçi bürokrat” ve “pratikçi bürokrat” terimlerinden bahsederim. Akademisyen yani teorikçi bir bürokrattan piyasayı anlamasını, pratik çözümler üretmesini beklemek bence hiç mantıklı değil.

Bir “Pratikçi” Cumhurbaşkanımızın ihracat ile ilgili gayretlerine, seyahatlerine ve verdiği öneme bakıyorum bir de teorikçi bürokratların saçma sapan eylemlerine.

Ne olur hiç olmazsa şu dönemde, tarihin altın tepsi ile sunduğu fırsat ortamında, gerçek üreticilere, ihracatçılara gerekirse sıfır faizli krediler verin. Teminat mektubu şartlarını kaldırın veya hafifletin.

Bu zor ekonomik dönemlerde görevini layıkıyla yapamayan bürokratlar yüzünden kaçırılacak bu büyük fırsatın vebalini ve vicdani sorumluluğunu kimse taşıyamaz.

Demedi demeyin…