Çalışmalarında Fethiye Körfezi'ne ayrı önem verdiklerini ifade eden Özdaş, "Çalışmamızın en önemli buluntusunu Fethiye Karaburun Rodos batığı oluşturuyor. Milattan sonra 3. yüzyılın sonuna tarihlediğimiz bir batık ve ana kargosunu amforalar oluşturuyor." dedi.
Bulunan amforaların son üretilen eserler olduğunu belirten Doç. Dr. Özdaş, "Buluntular 28 metre derinlikte döküntüler halinde başlıyor ve 30-38 metrelik bir yamaçta yığın karşımıza çıktı. Mahmuz kulplu amfora formu, Rodos'un son üretimini göstermekte. Milattan sonra 3. yüzyıldan sonra bu amforaların üretimi duruyor. Türkiye kıyılarında bu döneme tarihlenen tek batık örneği, dolayısıyla Roma Dönemi'ne ait en geç tarihli Rodos batığına ulaştığımızı söyleyebiliriz." diye konuştu.
Özdaş, Rodos’un o dönemde adaların dışında Anadolu ana karasındaki coğrafyayı da kontrol ettiğini ve büyük bir ana liman olduğunu da ifade etti.
Bulunan ticaret gemisinin tahminen 20-30 metre uzunluğunda olduğunu ve fırtına nedeniyle batmış olabileceğini düşündüklerini ifade eden Özdaş, geminin ahşap aksamının erimesi nedeniyle batığın amfora yüklerinden oluştuğunu söyledi. Özdaş, "Bulduğumuz batıktaki Rodos amforaları büyük ihtimalle Fethiye Körfezi bölgesinden ürünler. Tarımsal üretimler paketlendikten sonra Rodos'a taşınmaktaydı. Buradan da Akdeniz ülkelerine, Avrupa kıyılarına gönderiliyordu" diye konuştu.
Birleşmiş Milletler tarafından 2021-2030 yılları arasının "Okyanus On Yılı" olarak ilan edilmesiyle, denizlerde yürütülecek bilimsel çalışmaların öneminin her boyutuyla artacağını söyleyen Özdaş, "‘Okyanus On Yılı’ ilanı, Mavi Büyüme stratejisine temel teşkil eden araştırmaları ön plana çıkarmaktadır. Dr. Öğretim Üyesi Nilhan Kızıldağ, Samet Harmandar, İrfan Yıldız ve Deniz Can'ın da görev aldığı arkeolojik su altı araştırmalarımız Sualtı Kültür Mirası ve Denizcilik Tarihi Merkezi-SUDEMER bünyesinde önümüzdeki sezonda da yürütülecek ve Dokuz Eylül Üniversitesi, Türkiye denizlerindeki kültürel mirasa sahip çıkmaya devam edecektir." dedi.
"Türk Batık Envanteri Projesi: Mavi Miras" kapsamında Ege kıyılarında 40’a yakın batığın tespit edilerek kayıt altına alındığını belirten Harun Özdaş, Fethiye Körfezi'nde keşfedilen bir başka buluntunun da demirleme alanı olduğunu ifade etti. Yüzden fazla çapanın bulunduğu bölgenin 4 bin yıllık kullanımının mümkün olabileceğinin de altını çizdi.